22 Ağustos 2011 Pazartesi

Evet yine ben

    Şimdi içinizden,tükürdüğünü yalamak bu olsa gerek diye düşünenler vardır,biliyorum.Evet ne yalan söyleyeyim ben de baya bi düşündüm yazmaya devam etsem mi diye.Ama yazarak rahatladığımı fark ettim.Yok onunla karşılaşmadık.Anlatmayı özlemişim sadece.Eee şimdi ne anlatıcaksın derseniz inanın bende bilmiyorum.Öylece anlatmaya koyuldum.Sanırım ilk önce kendime yeni bi sevdicek bulmalıyım.Eskisinden hayır gelmiycek çünkü bana.Gerçi bu konuda üstüme yoktur.Şıp sevdi falan değilim ama aşksız duramıyorum ben.Ve en önemlisi nerde imkansız aşk,orda ben.Tipsiz falan olduğumdan değil sanırım şu ana kadar karşılık alamamış olmam.Tamam dünya güzeli sayılmam ama yok ya tipsiz de değilim.Ne diyodum,hah aşk arayışı içerisindeyim.Aslında hoşlandığım biri var ama aşk değil bu biliyorum.Ben ilk görüşte aşka inananlardanım.Onu ilk gördüğünde böyle gözlerinde şimşekler falan çaktıysa ve suratında şapşal bi gülümseme varsa tamamdır.Ama bu sefer böyle olmadı.Bi de hayatta sadece bir kez aşık olur insan diyenler var.Henüz sadece bi kere aşık olduğumdan bu tezin doğruluğu hakkında pek yorum yapamıycam.Sadece doğru olmadığına inanmak istiyorum.Eğer doğruysa sıçtım.Artık ömrüm boyunca bedevi gibi aşkı arar dururum da hakkımı tükkettiğim için bulamam.Yazık olur yani gençliğime.Geçen arkadaşlarla iftara gidicektik.Ben biraz erken varmışım buluşma yerine.Şakır şakır da yağmur yağıyo.Neyse ki şemsiyem var.İzlediğim onca romantik komediden sonra 'Şimdi şemsiyesi olmayan yakışıklı bi bebe gelse,yağmurdan ıslanırken ben ona 'burda ikimize yeticek kadar yer var 'desem de şemsiyemin altına alsam yağmur dinene kadar beklesek' diye hayallere daldım da yanıma gelip dikilen tek insan makyajının akmasından korkan kokoş bi teyze oldu.Bi kere daha anladım ki hayat filmlerdeki gibi değilmiş.Yani kısa kesmek gerekirse yazmaya devam.Bu blog onun için açılmış olabilir ama bu ondan başka kimseyi anlatamıycağım anlamına gelmez.Geçmişe mazi yani.Bu arada beni tekrar yazmam için gaza getiren PucCa 'ya da sevgiler..

6 Ağustos 2011 Cumartesi

   Kızgınım ona.Kızgından çok kırgınım aslında.Belki de yıkığım biraz,hayal kırıklığına uğramış.Bunu bana ilk kez yapmıyo.Ama sonuncu olması için dua ediyorum  ben artık.Bu sefer büyük konuşup ''Bitti'' demiycem.Ne zaman böyle beylik laflar etsem onun adını sayıklarken buluyorum çünkü kendimi.Oluruna bırakmayı öğrenmenin zamanı geldi gibi duruyo.Bu zamana kadar şansımı hep zorladım ben.Sadece karşıma geçip iki çift laf etmesini istedim.O bunu bile yapamadı.Ben onu sayfalarca bıkmadan anlatabiliyoken,o iki satır cevap bile yazmadı bana.Peki niye uğraşıyorum?Bugün bi kere daha sordum bu soruyu kendime.Niye kaderime razı olup,beni sevmedi,sevmiycek deyip çekilemiyorum bi kenara.Kabullenmek en kolayı gibi gözüksede bazen,en zor olanı aslında.Dedim ya ben hayal dünyamda oynadığım bu oyundan mutluydum ta ki gerçek hayatla yüzleşmek zorunda kalıncaya kadar.Sevmiyodu işte,ne diye zorluyodum ki.Değermiydi?Değmezmiş deyip daha da arabeskleştiremiycem güzelim blogumu.Bu blogu onun için açtım.Hevesle yaşadığım herkes için sıradan ama benim için önemli anları anlatmak için.Artık o hevesim kalmadı.Geri geliceğini de sanmıyorum kolay kolay.Ha bi gün olurda karşılaşırsak biyerlerde,gelir anlatırım.İşte o zamana kadar  elveda blog,elveda sevdiceğim...